Gastronomi dünyası, her yeni nesille değişim gösterse de bazı ustalar, geçirdikleri yıllar boyunca sahip oldukları bilgi ve deneyimle adlarını tarihe yazdırmayı başarmaktadır. İşte bu ustalardan biri, 60 yıl boyunca ciğer tezgahının başında olan efsane bir isim. Kebapçılar arasında kendine özgü tarzıyla bilinen bu usta, sadece yemekleriyle değil, aynı zamanda insanlara kattığı değerlerle de dikkat çekiyor.
Ustanın hikayesi, başlangıçta tesisat tamir ustası olan bir gençle başladı. Ailesinin geçimini sağlamak için girdiği yemekçilik sektörü, zamanla tutku haline geldi. İlk başta yanında çalıştığı amcadan öğrendiği ciğercilik teknikleri, onu zamanla zirveye taşıyan yolda önemli bir adım oldu. Genç yaşta edindiği bu deneyimler, Türkiye’nin dört bir yanından gelen misafirlere eşsiz tatlar sunabilmesini sağladı.
Çalıştığı ilk yer, küçük bir lokantaydı. Burada geçirdiği her dakika, kendisini geliştirmesi adına bir fırsat oldu. Öğrenmeye açık yapısıyla, her yeni günde tekniklerini ve tariflerini daha da mükemmelleştirdi. Ciğer nasıl marine edilir, ızgarada nasıl pişirilir, hangi baharatlarla daha lezzetli hale getirilir? Tüm bu soruların cevaplarını ararken, aynı zamanda kendi damak tadını da oluşturdu.
60 yılda sayısız ciğer kebabı hazırladı, öğrendiği her yeni tarife kendi yorumunu kattı. Müşterilerin geri dönüşleri, onun için bir motivasyon kaynağı oldu. Her akşam, tezgahının başında yoğun bir gün geçiren usta, misafirlerinin damaklarını şenlendirmekle kalmadı, aynı zamanda gastronomi dünyasına da katkılarda bulundu.
Usta, aynı zamanda çıraklar yetiştirdi. Kendisine gelen gençler için sadece yemek tariflerini değil, aynı zamanda iş ahlakını da öğretmeyi görev bildi. Kendisi, “Sadece yemek yapmayı bilmek yetmiyor, onu severek yapmak, insanları buna inandırmak da gerekiyor” diyor. İşte bu felsefe, restoranının uzun yıllar boyunca ayakta kalmasını sağladı.
Günümüzde hala ciğer tezgahının başında duran bu usta, sadece yemekleriyle değil, aynı zamanda yaşam felsefesiyle de birçok insana ilham vermekte. Onun hikayesi, profesyonel hayatta tutku ve azmin neler başarabileceğinin canlı bir örneği. 60 yıl boyunca edindiği deneyim ve birikim, onu sadece bir şef değil, aynı zamanda bir öğretmen ve mentor haline getirdi.
Öğrenmeye ve yeniliklere açık olan bu ustanın, ciğer kebabını sadece bir yemek değil, aynı zamanda bir sanat olarak değerlendirdiğini belirtmekte fayda var. Şimdi, tüm bu yılların ardından, onun tezgahından çıkan her tabak, yılların birikimi olan bir hikaye sunuyor. Lezzeti, hazırlama şekli ve tabii ki sunumu ile bu kebap, hem damaklarda hem de gönüllerde yıllarca kalmaya aday bir eser olarak anılıyor. Sonuç olarak, 60 yıllık emeği ve azmiyle, bu usta, yalnızca ciğer kebabı yapan bir şef değil, aynı zamanda kültürel bir mirasın taşıyıcısı olarak tarihe geçiyor.