Doğu Anadolu Bölgesi’nde çay hasadı için yakılan ateş, çevredeki fıstık ağaçlarına büyük zarar verdi. Çiftçiler, bu durumu büyük bir kayıp olarak değerlendirirken, tarım ve orman yetkililerinin konuya acil müdahalede bulunmasını bekliyor. Çay ve fıstık üretiminin yoğun olarak yapıldığı bölgede, tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilirliği için ateşin kontrolsüz bir şekilde yakılmasının sonuçları çok daha ağır olabiliyor.
Çay hasadı döneminde, çay bitkilerinin etrafında ısıtma amacıyla yakılan ateş, rüzgarın etkisiyle kısa sürede çevredeki fıstık ağaçlarına sıçradı. Çiftçiler, bu durumun sonucunda birkaç yıl boyunca elde edecekleri verimi kaybettiklerini belirtiyor. Fıstık ağaçları, sadece ekonomik bir değer taşımakla kalmayıp, aynı zamanda bölgedeki ekosistem için de son derece önemli bir role sahip. Yanma sonucu ortaya çıkan duman ve zararlı gazlar, toprağın verimliliğini de olumsuz yönde etkileyebilir. Çiftçiler, yetkililerin tarım alanlarında ateş yakılmasına dair daha sıkı yasaklar getirmesini ve tarımsal faaliyetlerin kontrollü bir biçimde sürdürülmesini talep ediyor.
Çiftçi Sadi Yılmaz, "Bu yıl çay hasadını yaparken orman yangınları ve ateş yakma yasağının ihlal edildiğini gördük. Fıstık ağaçlarımız da bu durumsal riskten nasibini aldı," diyerek yaşadığı zorlukları dile getiriyor. Yangınların kontrol altına alınması ve tarım alanlarının korunması adına bölgedeki yetkililerin harekete geçmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, “Ateş yakarken göz önünde bulundurmamız gereken çok şey var. Bu, sadece bizim yararımıza değil, çevre ve ekosistem için de oldukça önemli," bilgisini paylaştı.
Yerel yönetimlerin yangın öncesinde ve sırasında yeterince denetim yapmamalarının da bu gibi olayların yaşanmasında etkili olduğunu belirten uzmanlar, eğitim programlarının ve bilgilendirme seminerlerinin artırılması gerektiğini vurguluyor. "Çiftçilere, tarımsal alanlarda ateş yakma prosedürleri, yangın güvenliği ve çevre koruma bilinçlendirmesi konularında daha fazla eğitim verilmesi gerekiyor," diyen tarım uzmanı Dr. Emine Özkan, çözüm önerilerini sıralıyor.
Sonuç olarak, çay hasadı zamanı kontrolsüz ateş yakma alışkanlığının doğaya, çevreye ve tarıma verebileceği zararlar göz önüne alındığında, tarım politikalarının gözden geçirilmesi gerektiği bir gerçek. Çiftçiler ve yetkililer, bu sorunların üstesinden gelmek için ortaklaşa bir çaba göstermeye, çevre dostu yöntemlerle tarımsal üretimlerini sürdürmeye çağırıyor. Gelecek nesillere daha yeşil ve sağlıklı bir çevre bırakmanın, bugünden daha fazla üzerine düşülmesi gereken bir sorumluluk olduğunun farkında olmak gerekiyor.
Bu durumda, tarım alanlarındaki ateş yakma uygulamalarının düzenlenmesi ve çiftçilerin bu konuda bilinçlendirilmesi daha çok önem arz ediyor. Çiftçiler de buna en az bir o kadar duyarlı yaklaşarak, ateş kullanımını minimize etmeli ve çevre dostu alternatifler arayışına girmelidir. Aksi takdirde, sadece ekonomik kayıplar değil, bölgenin doğal dengesinin bozulması gibi geri dönüşü mümkün olmayan bir durumla karşı karşıya kalabileceğimiz unutulmamalıdır.